Ordu Kazası’nın 18. ve 19 yüzyıllarda idari merkezi olan Bucak kasabasında 1869 yılında “Bucak Belediyesi” kuruldu.
Belediye teşkilâtının kurulabilmesi için bazı kararların alınması gerekmekteydi. 1867 tarihli “Vilayet Dâhilinde Şehir ve Kasabalarda Teşkil Olunacak Devair-i Belediye Meclislerinin Suret-i Tertibi ve Memurinin Vezaifi” adlı nizamnameye göre yapılacak işlerin başında; Bucak halkının belediye kurma isteklerinin Bucak Kazası İdare Meclisi tarafından da uygun görülmesi, bundan sonra da meclis üyelerinin seçimlerinin yapılması geliyordu.
Bucak Kazası Kaymakamı İbrahim Bey’in öncülüğünde başlayan belediye kurma çalışmaları kısa sürede tamamlanarak, üyelerin seçim işleri Kaza İdare Meclisi tarafından da uygun bulundu.
Bu çalışmalar tamamlandıktan sonra, belediye başkan adayı ile meclis üyelerinin isimlerini taşıyan cetvel, Bucak Kaymakamlığı tarafından 1869 yılında kazanın bağlı bulunduğu Trabzon Vilayeti’ne arz edilmiştir. Listede adı geçen şahısların yeni kurulacak “Bucak Belediye Meclisi” üyeliklerine ve Mümeyyiz Hasan Ağa’nın da “Belediye Reisliği”ne tayinine izin verilmesi istenmiştir.
Bucak Kazası Kaymakamlığı’nın bu yazılı isteği üzerine “Merkez-i Vilayet Trabzon-Mutasarrıf Esseyyid Ali Şefik” imzalı, Kasım 1869 tarihli yazıyla “Bucak Belediyesi”nin kurulmasına izin verildiği bildirilmiştir.
Bucak Belediye’si aynı zamanda Trabzon Vilayetine bağlı ilçeler arasında, 1869 yılında kurulan İlk Belediye teşkilatı oluyordu.
1870 Yılında, Bucak Kasabası’nın adı, ORDU olarak değiştirilmiş ve yeni bir meclis teşkil edilmişti. Kaldı ki kasaba, zaten halk tarafından öteden beri Ordu olarak anılmaktaydı.
Kuruluşundan 2014 yılına kadar belediye başkanlığı yapan şahsiyetler ve hizmetleri aşağıda belirtildiği gibidir.
HASAN AĞA (1869–1870) :
Hasan Ağa, Ordu Belediyesi’nin ilk başkanıdır. Bucak kasabasının adı onun zamanında “Ordu” olarak değiştirilmiştir. Hasan Ağa’nın belediye başkanlığı bir yıl sürmüştür.
İBRAHİM AĞA (1870–1871):
Bu kişi hakkında açıklayıcı bilgiler içeren belgelere rastlanmamıştır. Ancak, aynı yıllarda kazada görev yapan kaymakam İbrahim Bey’in belediye başkanlığını da yürüttüğü düşünülebilir. Çünkü o yıllardaki düzenlemelere göre belediye başkanının memur olması zorunluluğu bulunmaktaydı.
HASAN AĞA (1871–1872) :
Mümeyyiz Hasan Ağa’nın ikinci belediye başkanlığı dönemidir. Bu dönemde Ordu’da bir de karantina kurulmuştur. O yıllarda çok sık görülen kolera, sıtma, tifo, çiçek, sarıhumma, kızamık gibi bulaşıcı hastalıklardan birinin görülmesi halinde hastalığın yayılmasını engellemek için hastanın çevreyle ilgisinin kesilmesi gerekiyordu. Bu nedenle karantina kurulmuştu.
BAHA EFENDİ (1873–1876):
Baha Efendi’nin kayıtlarda dört yıl belediye başkanlığı yaptığı belirtiliyor. Başkanlık süresi o tarihlerde iki yıl olmasına rağmen, dört yıl başkanlık yaptığına göre Baha Efendi’nin arka arkaya iki kez belediye başkanı seçildiği anlaşılıyor.
HAFIZ İBRAHİM EFENDİ (1876–1878) :
Bu tarihlerde Ordu iskelesi haftanın her günü gemilerin uğradığı hareketli bir ticaret merkezi gibiydi. İstanbul’dan her Çarşamba günü kalkan posta vapuru, Samsun, Ordu ve Giresun’a uğrayarak pazar günü Trabzon’a varmaktaydı. Trabzon’dan aldığı yüklerle de aynı yolu izleyerek İstanbul’a dönerdi. Aynı tarihlerde Ordu’da, ikisi yabancı, birisi Osmanlı’ya ait üç gemici acentesinin bulunduğu da anlaşılmaktadır.
KAHRAMAN AĞA (1879–1882) :
Belediye Başkanı olmadan önce Dava Meclisinde iki yıl süreyle görev yapmıştır. Misafirperver ve yardımsever bir kişiliği vardı. Kendisine önce “İstabl-ı Asitane Amire” payesi, daha sonra da “Mütemayiz” rütbesi verildi. Bu rütbe, askeri rütbelerden albayın karşılığı olarak kabul edilmişti.
Kahraman Ağa belediye reisliğinden ayrıldıktan sonra da, şehirdeki birçok kuruluşta görev yapmıştır. İlçe Dava Meclisinde 1876 ve 1877 yıllarında üyelik yapmış; 1889, 1893, 1894 ve 1895 yıllarında da İlçe İdare Meclisinde müntahap üye olarak vazife görmüştür.
KATIRCIZADE MUSTAFA AĞA (1883–1893) :
Katırcıoğlu Mustafa Ağa’nın başkanlığa başlamasından birkaç ay sonra 1883 yılı Temmuz ayında, Ordu çarşısında büyük bir yangın çıkmıştır. Tamamen barakalardan ibaret olan çarşıda çıkan yangınla, büyük bir saha tamamen yangının tahribatına maruz kalmıştır. Bu yangın, Ordu şehrinin yeniden yapılmasında ve düzenlenmesinde önemli bir rol oynamıştır.
“Bu işyerleri tamamen ahşaptı. Çatıları ise yayla evlerinin çatıları gibi “hartama” denilen bir nevi ince köknar tahtası ile örtülüydü. Çarşının kapladığı saha; Tahıl Pazarı’ndan orta camiye, oradan da sahile doğru uzanan geniş bir düzlüktü. Çarşının kuzey kısmındaki bölgede kumluk ile Osman Paşa Şadırvanı arasında birçok bina vardı. Bunlar yangından pek zarar görmemişlerdi.
Atik İbrahim Paşa Camii (Orta Camii), şimdiki yerde kargır duvarlı, ahşap çatılı idi. etrafında mezarlık ve yer yer bataklık bulunan geniş bir meydanla çevrili olduğundan yangında zarar görmemişti.”
Katırcıoğlu Mustafa Ağa, yangından sonra Ordu şehrinin yeniden düzenlenmesi çalışmalarında, o günün sözü geçen şahıslarından da yardım görmüştür. “Ebniye Kanunu”na uyularak hazırlanan yeni Ordu Şehir Planı’nda ana caddeler Fidangör’den Köprübaşı’na kadar uzanıyordu. Bu planın tatbiki sırasında Katırcı oğlu Mustafa ağa, çok büyük güçlüklerle karşı karşıya gelmiştir. Önce istimlâk sorunlarıyla karşılaşmış, bunun için paraya ve teknik personele ihtiyaç duymuştur. Bu arada arsa yağmasının durdurulması için yaptığı mücadeleler sonucu, düşman da kazanmıştır.
Trabzon Vilayeti’nden gönderilen teknik elemanların şehir merkezini Keçiköyü ve Kiraz Limanı’na kurma önerileri, belediye meclisinde müzakere bile edilmeden reddedilmiştir.
1889 yılında Ordu’da “Düyun-u Umumiye Memurluğu” da kurulmuştur. Bu teşkilat 1897 yılında Bolaman Nahiyesi’nde, 1902 yılında Perşembe’de 1903 yılında da Habsamana’da (Gölköy) kurulmuştur.
FELEKZADE SÜLEYMAN AĞA (1894–1896) :
Felekzade Süleyman Ağa’nın belediye başkanlığı, Ordu şehri tarihinde yeni bir devrenin başlangıcıdır. Çünkü belediye başkanlığına atandığında kendinden önce düzenlenmiş bulunan şehir planını hiç taviz vermeden uygulamaya kararlıdır. Bu konuda kendisinden önce belediye başkanı olan Mustafa Ağa ve ailesinden de yardım göreceğine inanmaktadır. Zaten çevresi de geniştir.
Felekzade Süleyman Ağa, aynı zamanda kuralları olan ve medeni cesaretini amirlerine gösterebilen bir kişiliğe de sahiptir. Ordu Kaymakamı kendisine belediye başkanlığı teklifini bildirdiği zaman ona şartlarını bildirme cesaretini göstermiştir.
Süleyman Ağa, önce belediye çalışanlarını yeniden düzenledi. Güvendiği kişileri belediyeye atadı. Onların meaşlarını kendi cebinden ödedi. Süratle yangın sahasını düzenleme çalışmalarına girişti. Çarşının içindeki çukurlukları, özellikle de deniz seviyesinden alçak olan yerleri doldurturdu. O yıllarda çevresinde ördek avlanan, günümüzdeki Tahıl Pazarı’nın bulunduğu geniş bataklığı kuruttu. Bataklıklarla büyük bir mücadeleye girişti. Şehirde yaşayıp da eli kazma tutan herkesi 4 gün çalışmaya mükellef kıldı. Çevre köylerden de amele birlikleri getirterek çarşının doldurulmasında ve bataklıkların kurutulmasında hızlı bir çalışma başlattı. Salgın hastalıklara neden ol¬duğu için bataklıklardan ağzı yanan çevre köylüleri, bu işte gönüllü çalıştılar.
“Şehirdeki gayrimüslimler, ticari kapitülasyonlarla yerli ahaliyi sömürerek zengin olduklarından büsbütün şımarmışlar, metropolitleri vasıtasıyla da dilediklerini yaptırmaya alışmışlardı. Onlar için Ordu’da yeni bir çarşı kurulmasının hiçbir önemi yoktu. Esas olan menfaatlerinin azalmasıydı. Çevre kazalardan gelerek yerleştikleri Ordu kasabasında kapitülasyonların sağladığı imtiyazlarla dış ticareti tamamen ellerine almışlardı. Bu yetmiyormuş gibi kasabadaki Hayriye tüccarlarının da iş yapmalarını önleyerek, zaten fakir olan Ordu köylüsünün bütün ürünlerini ellerine geçirmeye çalışıyorlardı.
Bu Rum ve Ermeni tüccarlarının İstanbul’da da mağazaları, depoları, dükkân ve hatta köşkleri vardı. Bu serveti, Ordu’da kazandıkları paralarla sağlamışlardı. Bunlarla da öğünüyorlardı. Bunların ileri gelenlerinden hem Osmanlı vatandaşı, hem de İtalyan vatandaşı olan Ciovani, birçok Rum ve Ermeni’yi de yanına alarak, metropolitleri vasıtasıyla, Belediye Başkanı Felek zade Süleyman Ağa’yı Trabzon’daki konsolosluklarına şikâyet etmişti.”
Rum metropolitinin önderlik ettiği bu şikâyet üzerine Trabzon’daki İtalyan, Fransız ve İngiliz konsoloslukları, metropolitin misafiri sıfatını takınarak, vapurla Ordu’ya gelirler. Belediye başkanı Süleyman Ağa ile görüşürler. Konsoloslar Rum ve Ermenilere ait arsalardan yol geçmesini istemezler.
Süleyman Ağa, konsoloslara taviz vermez. Hatta onları da ikna eder. Şehir için Ebniye Kanununu uygulamada kararlıdır. Yani caddeleri 18 m, sokakları 14 m. yapacaktır.
Yoğun şikâyetler yine durmadı. İstanbul’a kadar ulaştı. Sonuçta şikâyetler İstanbul’dan Trabzon’a aksedince Trabzon Valiliği Ordu Belediye Başkanı Felek zade Süleyman Ağa’yı görüşmek üzere Trabzon’a davet etti. Trabzon Valisi Kadri Paşa, çalışmalarından dolayı Süleyman Ağayı takdir eden birisiydi. Ancak o da baskılara dayanamadı ve “Bab-ı Ali’nin güç duruma düşmemesi için” Ordu şehir planında değişiklik yapılması tavsiyesinde bulundu. Süleyman Ağa, Vali Kadri Paşa’nın bu teklifi karşısında yapılacak bir şey olmadığını anlayınca Ordu’ya döndü.
Durumu Belediye Meclisi’ne anlattı. Cadde ve sokakların genişlikleri üzerinde değişiklikler yapıldı. Yeni duruma göre ana caddeler 12 m. ye, ara sokaklar da 8 m. ye indirildi. Mağaza, dükkân ve depo gibi binaların inşasına başlandı.
“Günümüzde adları Süleyman Felek ve Sırrı Paşa olan iki ana cadde, çarşıyı Fidangör yakınından tahıl Pazarı’nın biraz ilerisine kadar boydan boya kat ederken, iki ana caddeye paralel olarak Kumluk’tan yine Tahıl istikametinde bir üçüncü cadde olarak Osman Paşa Caddesi açılır. Bu caddeler, yine birbirine dik şekilde deniz yönünde ara sokaklarla kesilerek, denizden gelen serin havanın çarşının her tarafına yayılması sağlandı.”
Felekzade Süleyman Ağa, belediyeye yeni gelir kaynakları sağlamak için de çalışmalar yaptı. Belediye yasaklarına ve kararlarına uyulması konusunda büyük titizlik gösterdi. Bu konuda ailesine bile cezalar yazmaktan geri durmadı. Bahçeye zarar verdiği için, kendi ineklerini kontrol etmekle yükümlü saydığı karısına ceza yazdırdığı söylenir.
Süleyman Ağa, belediye başkanlığından 1896 yılının sonlarında istifa ederek ayrıldı.
TIFLİ EFENDİ (1897–1898) :
Felekzade Süleyman Ağa’nın başkanlıktan ayrılması üzerine yerine, Trabzon Valiliği’nce 1897 tarihinde Ordu Kazası İdare Meclisi Tahrirat Kâtipliği’nde görevli olan Tıfli Efendi atandı.
Asıl adı Hasan Tahsin olan Tıfli Efendi, Ordu-Büben (Topluca) köyündendir. Aynı zamanda önemli bir şairdir. Şiirlerinde “Tıfli” mahlasını kullandığı için bu lakap onunla özdeşleşmiştir. Babası da “naip” olarak çeşitli yerlerde görevlerde bulunmuştur. Kendisi de Fatsa’da naib vekilliğinde bulundu. Medrese eğitimi gören Tıfli Efendi’nin şiirleri topladığı bir de “divan”ı vardır.
Tıfli Efendi, Ordu belediye Başkanlığını bir yıl sürdürdü. İstifa ede¬rek ayrıldı. Daha sonra 7 yıl Ordu Müftülüğü yaptı. 1907 yılında öldü. Ce¬nazesi önce İbrahim Paşa Camii yanındaki mezarlığa konuldu. Ancak 4 yıl sonra oradan alınarak Büben’deki (Topluca) aile kabristanlığına defnedildi.
FELEKZADE SÜLEYMAN AĞA (1898–1902) :
Şair Tıfli Efendi’nin belediye başkanlığından ayrılmasından sonra Süleyman Ağa ikinci kez belediye başkanlığına atandı. İkinci başkanlık devresinde bozulmaya yüz tutan imar çalışmalarını tekrar kontrol altına almayı başardı.
Süleyman Ağa’nın ikinci belediye başkanlığı şehirdeki yağmacılar ve dışarıdaki konsolosluklarla yapılan mücadelelerle geçti. Bu arada şahsi işleriyle ilgilenemedi. Hiçbir maddi karşılık almadan yaptığı çalışmalar sonucunda servetinden büyük fedakârlıklar yaptı.
Çalışmaları sırasında “Dergâh-ı Ali Kapucubaşılık” rütbesiyle ödüllendirildi. Ayrıca kendisine “Dersaadet Hareket-i Arz madalyası” da verilmiştir. 1902 yılında da belediyedeki çalışmalarından dolayı “Saniye” rütbesiyle taltif edildi. Belediye çalışmalarının artık rayına oturduğuna kanaat getirince 1902 yılı sonlarında bu görevden istifa ederek ayrıldı.
KAHRAMAN AĞA (1903–1904) :
“İki yıllık ikinci belediye başkanlığı döneminde şehirde büyük çapta imar çalışmaları başladı. Çarşı tam bir düzene sokuldu. Cadde ve sokaklar arasında tamamı taş olan dükkân, mağaza ve depo gibi binalar yaptırıldı. Bu binaların büyük çoğunluğu iki katlıydı. Bu yapıların cepheleri cadde ve sokaklara açılıyordu.
Kahraman Ağa’ya daha önceki başkanlığında da ödüller verilmişti. Belediye başkanlığı sırasında kendisinden önceki başkanların çalışmalarını büyük bir gayret ve titizlikle sürdürmüştür.”
1903 yılında Ordu’da ilk defa “Ticaret ve Ziraat Odaları” kurulmuştur.
HAZİNEDARZADE OSMAN BEY (1905–1908) :
Hazinedarzade Osman Bey, 1904 yılında Ordu Kazası İdare Meclisi’nde üye idi. Saray Mahallesi’nde oturan Osman Bey’in çok büyük fındık bahçeleri, mısır tarlaları ve emlakı vardı. Daha sonraki hayatında bu varlıklarıyla uğraşmaya devam etti.
1905 yılında belediye başkanlığına atandı. Onun zamanında çarşıda birçok yeni bina inşa edilmiştir. Osman Bey’in başkanlık yaptığı belediye meclisinde 9 üye bulunmaktaydı. Bu üyelerden sadece Bacınzade Ahmet Efendi Müslüman’dı. Diğer üyelerin tamamı gayrimüslimlerden oluşmaktaydı.
İMAMZADE HACI ŞEKER EFENDİ (1909–1912) :
Hacı Şeker Efendi, önceki belediye başkanları zamanında başlatılan kaldırımların yapılması, derelerin kanallar içine alınması çalışmaları tamamlanmıştı. Çarşı dahilinde bataklık yer kalmamıştı. Eski Millet Düzü’ndeki büyük saha kurutulamamıştı. Burası bazı şahıslar tarafından mısır tarlası olarak kullanıldığı için. Kurutulması engelleniyordu.
Ordu iskelesine haftanın her günü İstanbul’dan gelen bir vapur uğramaktaydı. Gemiler, İstanbul’dan Karadeniz kıyısındaki iskelelere geliş ve dönüşlerinde mutlaka Ordu limanına uğruyorlardı.
“Ordu şehrindeki ticari faaliyet, İstanbul piyasasına olduğu kadar yurtdışına doğru da yönelmeye başlamıştı. Ordu iskelesinden iç ve kabuklu fındık, fasulye, yumurta başta olmak üzere önemli ürünler ihraç edilmekteydi. Mısır, iç ve kabuklu ceviz, kendir, balık yağı, balmumu, yün, keçi ve koyun derisi ile arpa ve yulaf da iç piyasalara sevk oluyordu.”
MARDİROS ŞİRİNYAN EFENDİ (1913-1914) :
Mardiros Şirinyan Efendi, aslen Ordulu bir Ermeni ailesine mensuptu. 1913 yılında Ordu Belediye Başkanlığı’na tayin oldu. Kendisi başkan atanmadan önce de çeşitli görevlerde bulunmuş, 1903 ve 1904 yıllarında “Rabia” rütbesiyle taltif edilmişti.
Belediye çalışmalarında daha çok şehirde yaşayanların yiyecekleri, içecekleri ve yakacakları gibi temel sorunlara ağırlık vermiştir.
Mardiros Efendi’nin belediye başkanlığı kısa sürmüş, 1914 yılı başlarında kendi isteğiyle başkanlıktan ayrılmıştır. Adı silah kaçakçılığına da karışmış, tehcir sırasında kaçmak isterken öldürülmüştür.
FURTUNZADE YUSUF BEY (1914–1926) :
1914 yılı başlarında, belediye başkanlığına Furtun zade Yusuf Sırrı Bey atındı. Yusuf Bey, Ordu’da ticaretle uğraşıyordu. İş durumu oldukça da ileri seviyedeydi. Belediye başkanı olunca, ticaretini bir yakınına devretmiş, bütün zamanını ve çabasını Ordu halkının iaşe, sağlık ve geçim işlerine ayırmıştı. Savaş yılları boyunca ve milli mücadele devresinde de belediye başkanlığı yapan Yusuf Bey, bu hizmetlerinden dolayı çeşitli nişanlar ve İstiklal madalyası almıştır.
I Dünya Savaşı ve mütareke yıllarında, özellikle de Milli Mücadele sırasında çok çeşitli problemler karşısında belediye hizmetlerini yürütmeye çalışan Yusuf Sırrı Bey, Ordu şehrinde tam bir otorite kurarak, devletin en zayıf olduğu bu yıllarda hazine arsalarını şehirdeki mütegallibe ve arsa yağmacılarına pirim vermemiştir.
Furtun zade Yusuf Bey’in en önemli çalışmalarında birisi de mezarlıklar sorununu halletmesidir. Önce, Trabzon’un işgali sonucu Ordu’ya yerleşen Trabzonlular için Ordu’da, kendisi de Ordu’ya taşınmış olan Trabzon Valisi Cemal Azmi Bey’in yardımlarıyla bir “Muhacir Mezarlığı” yapılması istenmiş ve “Selimiye Mezarlığı” bu ihtiyaç için kullanılmaya başlanmıştır. Daha sonra 1916 yılında Furtun zade Yusuf Bey’in yakın dostlarından Ömer Ağa oğlu Hüseyin Avni Bey, 23 dönümlük bir araziyi belediye ye satın alarak “Şehir Mezarlığı”nın yapılmasını sağlamıştır. Bu mezarlığın duvarlarını da eski belediye başkanlarından Süleyman Felek ve Yusuf Bey yaptırmışlardır. Araziyi satın alarak bağışlayan Hüseyin Avni Bey’e hem Ordu Belediyesi, hem de Trabzon Valiliği tarafından teşekkür mektubu gönderilmiştir.
Furtunzade Yusuf Bey, işlerinin yoğunluğuna rağmen, Ordu’daki kültür faaliyetlerine de öncülük etmiştir. 1923 yılı Haziran ayından itibaren haftada iki defa yayınlanan “Muvaffakiyet-i Milliye adlı gazetenin imtiyaz sahipliğini üstlenmiştir. Bu gazetede o yılların önemli kalemleri İsmail Hakkı Bey, Bilal Köyden ve Lütfi Genç beyler, yazılarıyla katkıda bulunuyorlardı.
Furtunzade Yusuf Bey, 1926 yılı sonunda belediye başkanlığından ayrılmış, eski ticaret hayatına dönmüştür. 1930 yılında bir suikast sonucu hayatını kaybetmiştir.
AHMET RIFAT BEY (1927–1931) :
1927 yılı başından itibaren, Ahmet Rıfat Bey, Ordu Belediye Başkanlığı’na atanmıştır. Kalfazade namıyla anılan Ahmet Rıfat Bey zamanında (19 Nisan 1930) Ordu’da elektrik enerjisi kullanılmaya başlandı. Bu o zamana göre büyük bir olaydı. Mahalli gazeteler uzun uzun bu güzel olayı manşetlerine aldılar. Ahmet Rıfat Bey, beş yıl belediye başkanlığında bulunduktan sonra, istifa ederek ayrıldı.
İBRAHİM NAMIK ÖZTUNÇ ( 1931–1939)
Tarihi Osman Paşa Şadırvanı, çökme tehlikesi olduğu için yıktırıldı. Yerine “Hasbahçe” adlı çay bahçesi yaptırıldı. Belediye, fırıncıların ekmek hamurunu elle yoğurmasını yasaklayarak, hamur yoğurma makinesi almalarını istedi. Yeni hükümet konağının temeli atıldı.
ŞÜKRÜ DENİZ (1939-1940)
Erzincan depremi Ordu’da da şiddetle hissedildi. Bazı binalar yıkıldı. Elektrik ve su sistemi büyük hazar gördü. 7 kişi yaşamını yitirdi. Çok sayıda kişi de yaralandı. Eski belediye binası depremde ağır hasar gördüğü için yıktırıldı.
ARİF HİTMET ONAT (1940–1948)
Ordu kent merkezinin imar planı yenilendi. Belediye meclisi, kentteki çirkin görünümü ortadan kaldırmak amacıyla bütün dükkânların ön cephelerinin boyanması zorunluluğunu getirdi. Civil Deresi ıslah çalışmaları başlatıldı. Durugöl’de bulunan bataklığın yıllardır süren kurutma çalışmaları başarıyla sonuçlandı. Yalı Camii yakınında bulunan binalar kamulaştırıldı ve caminin önünde meydan oluşturuldu.
ALİ RIZA GÜRSOY (1948–1956)
Kente bir stadyum kazandırmak için 34.850 metrekarelik bir alan istimlâk edildi. Hükümet Caddesi ve Sebze Pazarı civarına parke döşenmesine başlandı. Kanalizasyon projesi Bayındırlık Bakanlığı’nca onaylandı. Tahıl pazarı civarında da parke döşemeleri yapıldı. Belediye hoparlör sistemi kuruldu. Fidangör ve Kiraz Limanı arası asfaltlandı. Belediye, soğuk hava deposu kurma kararı aldı.
FAZIL SÖZER (1957–1960)
Efirli’ye pilaj açıldı. Şehir merkezindeki bütün ana cadde ve sokakların parke çalışmaları tamamlandı. Belediye, kent içinde fındık harmanı yapılmasını yasakladı.
NUSRET BUDUNÇ (Vali) (1960-1962)
“1960 Darbesi yapıldı. Belediye Başkanı Fazıl Sözer görevinden alındı. Binbaşı Hürrem Erman “askeri vali” sıfatıyla hem vali hem de belediye başkanlığını üstlendi. Kısa süre sonra valiliğe Nusret Budunç atandı. Budunç belediye başkanlığı görevini de üstlendi.
SEFA POYRAZ (Vali) (1962-1963)
“Valiliğe Sefa poyra atandı. Vali aynı zamanda belediye başkanlığı görevini de üstlendi. 19 Eylül Meydanı’ndaki Atatürk büstünün çevresinin düzenlenmemesi ve hastane kanalizasyonunun yapılmamış olması basında eleştiri konusu oldu. Ayrıca belediyedeki yolsuzluk iddiaları da basına yansıdı.”
FAZIL SÖZER (1963-1968)
Ordu Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu OBKT 19 Haziran 1964 günü resmen kuruldu. Kent içi taksi ücretleri tarifeye bağlandı. 1966 yılı Nisan ayında Sanayi sitesinin inşaatına başlandı. Belediye hizmet binasının temeli atıldı.
VEYSEL AKGÜN (1968–1977)
Ordu’ya turistik tesisler kazandırılması amacıyla Belde Oteli’nin yapımına başlandı ve karkası bitirildi. Kumsal ile Bülbül Deresi arası dolduruldu. Yeni belediye binası 4 Temmuz 1968 günü hizmete açıldı. 1969 yılında Atatürk anıtı tamamlanarak Turist Otel’in karşısındaki parka dikildi. Kent içindeki tüpgaz depolanmaları yasaklandı. 1970 yılında Süleyman Felek’in büstü törenle açıldı. Belediye otobüsleri alınarak toplu taşıma hizmetine başlandı. Otogar alanı istimlâk edildi. Kent içi caddelerin asfaltlanmasına başlandı.
KAZIM TÜRKMEN (1977-1980)
Kaçak inşaatlarla mücadeleye başlandı. Belediye şehir dışına fındıkkabuğu çıkarılmasını yasakladı. Ordu Belediyesi Tanzim Satış Mağazası açılarak hizmete sokuldu. Karaborsayla mücadeleye girişildi.
HALİT KAHRAMAN (1980-1982)
Belediye hizmet binası ile Ziraat Bankası arasındaki baraka türü otobüs yazıhanelerini kaldırarak buranın park alanı olması sağlandı. Orkent toplu konutlarının temeli atıldı. Belediye kent trafiğini düzenleme çalışmalarına başlandı. Ordu Belediyesi’nin soğuk hava deposu hizmete girdi.
NERMİ ALYANAK (Vali) (1983–1984)
Şehir içi ve yakın köylere ulaşımın daha kolay sağlanması amacıyla toplu taşım aracı olan belediye otobüslerinin sayısı çoğaltıldı.
KAZIM TÜRKMEN (1984–1994)
Belediye hizmet binasının yanına ek hizmet binası ve iş merkezi yapıldı. Belediye meclisinin aldığı kararla bulvar ve caddelerin adları değiştirildi. Yeni Mahalle pazarı hizmete girdi. Otogar inşaatı bitirilerek hizmete açıldı. Yeni mezbahane binası yaptırıldı. Fındık fabrikaları şehir içinden dışarı taşıtıldı. Kentin büyük bölümünün kanalizasyonu tamamlandı. Belde Oteli hizmete girdi. Kumsal ile Bülbül deresi arasına sahil düzenleme hizmetleri çerçevesinde park ve bahçeler yapıldı. Ordu Belediye’si tarafından “Kuğukent Toplu Konut Projesi” uygulandı. Bu projeyle 8 kooperatiften oluşan ve 720 kullanılır daireden müteşekkil yerleşim birimi, çevre düzenlemesiyle birlikte Ordu’ya kazandırıldı.
FİKRET TÜRKYILMAZ (1994–2004)
29 Ekim l996 günü Belediye Konservatuar binası hizmete açıldı. İtfaiye binası ve kiliseye ek tiyatro hizmet binası yaptırıldı. Yeni Mahalle’deki İsmetpaşa Caddesi trafiğe kapatılarak yayaların hizmetine açıldı. Halk arasında 2. Fidangör de denilen bu cadde, alışveriş merkezleri ve dinlence alanları olarak düzenlendi. Ordulu işadamı Fahri Çelebi’nin finanse etmesiyle 1937’de yıkılma tehlikesi nedeniyle belediye tarafından yıktırılan tarihi Osman Paşa Şadırvanı 1997 yılında aslının prototipi olarak yeniden yaptırıldı. Merkez Karapınar Köyü’nde “Su Arıtma Tesisi” kurularak Orduluların hizmetine sunuldu.
SEYİT TORUN ( 2004- 2014)
Katı atıklardan yakıt türetme tesisi (ATY) yapıldı. Merkez Karapınar Köyü’nde “Katı Atık Ayrıştırma Tesisi” kuruldu. Bülbül deresi islah edilerek halkın dinlenebileceği ve izleyebileceği hale getirildi. Kumbaşı’nda balık hali yaptırılarak hizmete sunuldu. Kentin mahalle muhtarlıklarının hizmetine sunulmak üzere her mahalleye “muhtar evleri” yaptırıldı. İlk adım Anıtı yeniden yaptırıldı. Bu anıtın bitişiğinde çevre düzenlemeleri yapıldı. Sebze hali yenilendi. Pazartesi pazarı yeniden ve modern bir şekilde düzenlendi. Sağra tesislerinin arkasına “Cumhuriyet Spor Kompleksi” yaptırılarak halkın hizmetine sunuldu. Atatürk Parkı’ndan Boztepe’ye uzanan hatta “teleferik” yaptırılarak hem Ordu halkının hem de Ordu turizminin hizmetine sunuldu.
Bu dönemde yerel ve ulusal ölçekte Ordu Belediyesi’nce gerçekleştirilen organizasyonlarla Ordu kültürüne katkıda bulunan birçok kültürel etkinlik de yapıldı. İki kez “Uluslararası Edebiyat Festivali” düzenlendi. Bu festival gelenekselleştirildi. Bir kez de “Uluslararası Taş Heykel Sempozyumu” yapıldı. 2012 yılı itibariyle 7. si düzenlenecek olan “Ordu Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali” gibi etkinliklerle Ordu kültürü önemli ölçüde yerel ve ulusal basında yer aldı.
***
İlk Yorumu Siz Yapın